Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açık hava tören alanında düzenlenen programda, gazilerle birlikte kendisi için hazırlanan pastayı kesen Dikeç’e, gazilerin yaptığı Cumhuriyet’in 100. yılını simgeleyen bir filografi tablosu hediye edildi.
Olimpiyat Oyunları’nda yardımcı ekipman kullanmada yaptığı atış tarzıyla poz veren, gazilerle ve hastane personelleriyle hatıra fotoğrafı çektiren Dikeç, gazi çocuklarının tişörtlerini de imzaladı.
Dikeç, törenin ardından Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Engin Koyuncu ile birlikte gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Ülkenin gerçek sahiplerinin gaziler olduğunu vurgulayan Dikeç, “Bu ülkenin evlatları olarak biz onlara ne kadar dua etsek, ne kadar teşekkür etsek inanın karşılığını ödeyemeyiz. Yani bunun bir bedeli yoktur. Ancak bunu yaşayanlar bilir. Ben de böyle bir ortamda bulunduğum için inanın çok mutluyum.” dedi.
Gazilerin kendine verdiği hediyeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan, Dikeç, “Türkiye yıllardır Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana her zaman bedeller ödemiştir ve yine ödeyecek. Ama onların bu bedelleri ödemesi bizlerin ve bizden sonraki nesillerin daha sağlıklı, daha huzurlu ve daha özgür yaşaması içindir. Onlara ne kadar teşekkür etsek azdır.” diye konuştu.
“Başarılarının devamını diliyorum”
Başhekim Koyuncu da Dikeç’i uluslararası arenada gösterdiği başarıdan dolayı tebrik etti. Dikeç’in, gazilerin tedavi gördüğü hastaneyi ziyaret etmesini anlamlı bulduğunu aktaran Koyuncu, “Başarılarının devamını diliyorum. İnşallah daha da iyi başarılar gelir.” ifadelerini kullandı.
“Birlikte ikonik olan pozunu verdik”
Hastanede tedavisi 16 yıldır devam eden gazi Yılmaz Yiğit ise 21 Haziran 2007’de Jandarma Uzman Çavuş olarak görev yaparken Şırnak’ın Bestler Dereler bölgesinde bastığı mayın patlaması sonucunda iki kolu ile sol bacağını kaybettiğini ve sol gözünde de yüzde 90 görme kaybı olduğunu ifade etti.
Jandarma kökenli olan Dikeç’in hayatlarının içinden biri olduğunu anlatan Yiğit, “Yusuf Bey buraya çok samimi bir şekilde geldi. Birlikte ikonik olan pozunu verdik. O hareketi gündem olmuştu. Ben çok mutlu oldum, umarım o da mutlu olmuştur. Dünyanın en birinci askeri, Türk askeridir. Biz anamızdan doğduğumuz zaman asker oluyoruz. Bunun en büyük örneklerinden birisi Yusuf Dikeç komutanımızdır. Bizi olimpiyatlarda gösterdiği başarıdan dolayı çok mutlu etti.” diye konuştu.
“Onun gümüş madalyası bizim için altın madalyadan daha kıymetli”
Ağrı’da Mart 2006’da devriye sırasında komutanı ile yaralandıktan sonra engelli olarak hayatına devam ettiğini anlatan gazi Suat Sevgi, Dikeç’in de kendisi gibi jandarma kökenli olduğunu belirtti.
Dikeç’in dünyadaki Türklerin ilham kaynağı olduğunu dile getiren Sevgi, şunları kaydetti: “Komutanım, belki şampiyon olamadı ama gönüllerin şampiyonudur. Belki şampiyon olsaydı bu kadar ses getirmeyecekti. Komutanımı gördüm çok mutlu oldum. Beraber resim de çektik, bizi çok mutlu etti. Herkes onun başarısını ve rahatlığını konuşuyor. Komutanımın emeğine sağlık. Hakikaten olimpiyatlarda o hareketi ses getirdi. Bu ikonik hareketi yapmadan altın madalya alsaydı belki bu kadar ses getirmeyecekti. Onun gümüş madalyası bizim için altın madalyadan daha kıymetlidir. Çok mutlu oldum, başarılarının devamını diliyorum.”